RÖPORTAJLAR:
hakaner6060@gmail.com
RÖPORTAJLAR
Kadına yönelik şiddet, Türkiye'nin en yakıcı toplumsal yaralarından biri olmaya devam ediyor. İlk baskısı kısa sürede tükenen “Kadına Yönelik Şiddet ve Medya” kitabının yazarı Gazeteci-Yazar Hakan Erdem ile hem kitabının ikinci baskısını hem de medyanın sorumluluğunu konuştuk.
"Kadına Yönelik Şiddet ve Medya" kitabının ilk baskısı kısa sürede tükenen, çalışmaları konferans salonlarını dolduran ve aldığı ödüllerle dikkat çeken Gazeteci-Yazar Hakan Erdem, ikinci baskısıyla yeniden okurla buluşuyor. Erdem, kitabın arka planını, sahadaki gözlemlerini ve güncellenen bölümleri Akşam okurları için anlattı.
"Kadına Yönelik Şiddet ve Medya" kitabınızın ikinci baskısı raflarda. Bu kitabın arkasında nasıl bir emek ve hikâye var?
Bu kitap aslında hem akademik bir tez çalışmasının hem de yıllardır yaptığım gazetecilik pratiğinin kesişim noktasında doğdu. Yaklaşık dört yıl süren yüksek lisans araştırmamda medyada yer alan şiddet haberlerini tek tek inceleyerek hangi dilin şiddeti yeniden ürettiğini, hangi çerçevelerin toplumsal algıyı zehirlediğini araştırdım. İlk baskı çıktığında bu kadar hızlı tükeneceğini doğrusu beklemiyordum. Okurların kitaptaki analizleri sahiplenmesi, "Biz bu dili sorgulamak istiyoruz" demesi beni ikinci baskıya daha hazırlıklı daha güçlü bir motivasyonla taşıdı.
İlk baskıdan sonra Türkiye'nin farklı şehirlerinde çok sayıda konferans verdiniz. Sahada gördüğünüz tablo size ne söyledi?
Bugün 30'un üzerinde konferans, panel ve buluşmadan söz edebiliyoruz. En çok da üniversitelerde gençlerle bir araya gelmek beni etkiledi. Gençler konuyu sadece "bir haber" gibi değil hayatın tam merkezinde duran bir sorun olarak görüyor. Ceza infaz kurumlarında yaptığımız programlar ise bu meselenin duvarların ardında bile ne kadar yakıcı olduğunu gösterdi. Orada hem fedakâr personelin hem de hükümlü ve tutukluların sorularıyla karşılaşıyorsunuz; bu, şiddetle mücadelenin sadece dışarıda değil içeride de ne kadar önemli olduğunun somut göstergesi. Şunu net gördüm: Bu ülkede insanlar konuşmaya, tartışmaya ve çözüm üretmeye hazır, onlara sadece doğru zemini sunmamız gerekiyor.
Ulusal basın ve televizyonlardaki görünürlüğünüz arttı. Bu röportajlar kitabın etkisini nasıl değiştirdi?
Gazeteler, dergiler ve televizyon programları aslında bu kitabın sesini büyüten önemli kanallar oldu. Medyada şiddetin temsil sorununu, kullanılan dilin mağduru nasıl ikinci kez yaralayabildiğini ve meslek ahlakı açısından nelere dikkat etmemiz gerektiğini bu platformlarda ayrıntılı şekilde anlatma fırsatı buldum. Bu görünürlük sayesinde kitap sadece akademik çevrelerin değil evinde haber izleyen, telefonundan internet haberi okuyan herkesin gündemine girdi. Bir anlamda "medya dilini konuşma" cesareti gösteren geniş bir kitle oluştu diyebilirim.
Son dönemde "Yılın En Başarılı Gazeteci–Yazarı" da dahil olmak üzere üç ödül aldınız. Bu ödüller sizin için ne ifade ediyor?
Ödüller elbette insanı mutlu eden, motive eden şeyler. Fakat ben bu ödüllere sadece kişisel bir başarı belgesi gibi bakmıyorum. Kadına yönelik şiddet gibi derin bir toplumsal yarayı dert edinmenin, bu konuda yazmanın, araştırmanın ve konuşmanın toplumda karşılık bulduğunu gösteren semboller olarak görüyorum. İnsanlar "Bu konuda emek verene sahip çıkıyoruz" mesajı verdiğinde aslında şiddetle mücadelenin yalnız bırakılmadığını da ilan etmiş oluyorlar. Bu da bana "Doğru yoldasın, devam et" diyen güçlü bir geri bildirim niteliği taşıyor.
Okur açısından bakıldığında ikinci baskıyı ilk baskıdan ayıran en önemli yenilikler neler?
İkinci baskıda özellikle iki başlığı daha geniş bir çerçeveyle ele almayı tercih ettim. Bunlardan ilki, 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin kanun. Kanunun güçlü yanlarını, uygulamada karşılaşılan aksaklıkları ve iyileştirme önerilerini daha ayrıntılı bir analizle işledim. İkinci önemli başlık ise KADES uygulaması. Tehlike anında kadınlara ve risk altındaki bireylere kritik bir güvenlik hattı sunan bu uygulama üzerine yapılan yeni çalışmalara da yer verdim. Bunun yanında, sahada ve konferanslarda bana yöneltilen soruların ışığında kitabın kuramsal bölümünü güncel kavramlarla zenginleştirerek okurun eline daha kapsamlı bir başvuru kaynağı vermeye çalıştım.
"Kadına Yönelik Şiddet ve Medya"nın uzun vadede nasıl bir iz bırakmasını istiyorsunuz?
Bu kitabı sadece tek seferlik okunacak bir metin olarak değil tekrar tekrar başvurulacak bir rehber olarak kurguladım. Hayalim; iletişim fakültelerinde derslerde kullanılması, gazetecilik ve hukuk eğitimlerinde bir kaynak olarak masaya gelmesi özellikle genç muhabirlerin haber dili konusunda tereddüt yaşadıklarında açıp bakabilecekleri bir el kitabına dönüşmesi. Eğer bir gün bir gazeteci haber yazarken "Bu satır bir kadının hayatını nasıl etkiler?" sorusunu bu kitap sayesinde kendine soruyorsa, bir okur da bir haberi okurken eleştirel bir bilinç geliştirebiliyorsa benim için en büyük etki budur.
Son olarak ikinci baskıyla yeniden buluştuğunuz okurlarınıza neler söylemek istersiniz?
Bu kitabın yolculuğunu ben tek başıma büyütmedim; ailem, okurlar, öğrenciler, akademisyenler, meslektaşlarım ve bu konuda mücadele eden herkes bu yolculuğun ortağı oldu. İlk baskıya gösterilen ilgi olmasaydı bugün ikinci baskıyı konuşmuyor olacaktık. Konferans salonlarında gözümün içine bakarak soru soran gençlere, değerlendirmeleriyle beni besleyen akademisyenlere, sahada şiddetle mücadele eden tüm kurum ve kuruluşlara ve kitabı eline alıp okuyan herkese içtenlikle teşekkür ediyorum. Kadına yönelik şiddetle mücadele hepimizin ortak sorumluluğu; ben kalemimle, bilgimle üretmeye devam edeceğim, okurlarımın da bu yolda yanımda yürümeye devam edeceğine inanıyorum.
HAKAN ERDEM HAKKINDA
1988 yılında Tokat'ın Reşadiye ilçesinde doğan Hakan Erdem, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünden mezun oldu. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsünde "Kadına Yönelik Şiddetin Basında Sunumu" konulu teziyle yüksek lisansını tamamladı. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün yayın organı olan Değer Dergisi'nin editörlüğünü yürüten Erdem, kadına yönelik şiddet, medya dili ve toplumsal farkındalık alanındaki çalışmalarıyla üç farklı ödüle layık görüldü. Erdem, Türkiye Yazarlar Birliği üyesi olup "Kadına Yönelik Şiddet ve Medya" adlı kitabı, konferansları ve söyleşileriyle şiddetle mücadele ve medya okuryazarlığı alanında üretmeye devam etmektedir.
https://www.aksam.com.tr/kitap/yazar-hakan-erdem-okura-daha-kapsamli-bir-basvuru-kaynagi-vermeye-calistim/haber-1621017