RÖPORTAJLAR:
hakaner6060@gmail.com
BLOG
Köşe Yazısı
Eğitimlerin gayesi insanları doğru kılmaktır. Doğruluk bir iç adaletidir. Doğru olmak, bencillik kuruntularından sıyrılma, gerçek huzur yolunu bulmaktır. Dürüstlük, özde, sözde, yaşayışta doğru ve tutarlı olmayı gerektirir. Özde, sözde ve yaşamda dürüstlük insanın içinin ve dışının bir olmasıdır. Kişi, düşündüğü ve inandığı neyse başkalarını rencide etmeden onu söylemeli, onu yapmalıdır. Dürüst olmanın faziletini ancak dürüstlüğü ilke edinen, karakterine yansıtan ve dürüstlükle özdeşenler bilebilir. Nedir dürüst olmak? Yalan söylememek mi? Her hareketinde doğru davranmak mı? Meslek hayatında dürüstlükten ödün vermemek mi? Bu sorular dürüstlük için sadece bir başlangıçtır. Önemli olanda bu başlangıç yolunda çaba sarfetmektir.
Toplumda iyi insanlar kadar kötü insanların da bulunması doğaldır. İnsan en kusursuz olduğu durumlarda bile, başkaları tarafından haksızlığa uğratılabilir. Hatta, hayat yolunda bu kötülere iyilerden daha fazla rastlanabilir. Birtakım hesapsızlıklar, tedbirsizlikler, şanssızlıklar peş peşe gelebilir. İç aydınlığına kavuşmuş, eğitim görmüş bir insan bunların tuzağına düşmez. Hayat bunu gerektiriyor diye yalana, hileye sapmaz; kötü insanlara özenmez. Bilir ki, medeni bir insan olmak, en kötü ortamda bile doğruluk, dürüstlük ve faziletten şaşmamak demektir.
Dürüstlük, yalanın en büyük karşıtı olduğundan yalansız yürüyen bir toplumun ve yalansız yaşanan bir hayatın kapılarını açar. Dürüstlüğün olduğu yerde toplumun ve insan ilişkilerinin temeli çok sağlamdır, kolay kolay sarsılmaz ve de yıkılmaz. Bizlerde bütün kurumlarımızla birlikte topyekün sağlam, yıkılmayan, azimle ilerleyen, doğruluk ve dürüstlükten beslenen bir yapı olarak ilerliyoruz. Mesleğimizde de dürüstlüğün önemli bir yer teşkil ettiğini unutmamak gerekir. Görev yaptığımız her yerde her alanda doğruluğun ve tutarlılığın izinden emin adımlarla giderek, birbirimizi örnek olmaya çalışmalıyız. Dürüstlük değeri, birbirimize olan bağlılığımızın teminatıdır. Bu teminata sadık davranarak önce kendimize dürüst olmalı, daha sonra çalışma arkadaşlarımızla doğruluk yolunda bir ışık olan dürüstlüğü ilke edinmeliyiz.
Bir değerin hayatımızda neleri değiştireceğini görmek için onu yaşamak gerekir. Yaşamadan, hissetmeden hiçbir ''değer''in kıymetini anlayamayız. Toplumların yükselmesi, dürüstlüğü yaşayan insanların çoğalmasına bağlıdır. Yalan, ilk bakışta ne kadar göz boyarsa boyasın; ne kadar kazanç sağlarsa sağlasın; sonunda iflas etmeye mahkûmdur. Kazanan, daima kazanan, bütün karanlıkları aydınlığa boğan doğruluktur." Işığınızın Dürüstlük, gölgenizin Doğruluk olmasını dilerim.
Hakan ERDEM