RÖPORTAJLAR:
hakaner6060@gmail.com
BLOG
“Ne izlersek onun çoğaldığı bir çağda sorumluluk sadece ekranın değil bizlerin de omzunda.”
Hakan Erdem Gazeteci-Yazar
Daha önce kaleme aldığım “Reyting uğruna kaybolan değerler” yazımda konuyu medya ve yapımcılar açısından değerlendirmiştim. Bu kez aynı konuyu farklı bir pencereden yani izleyici açısından ele almak istiyorum. Çünkü ekranlarda gördüğümüz her şeyin varlığını yalnızca üreticiler değil biz izleyiciler de tercih ve onaylarımızla belirliyoruz.
Kumanda Babada Dizi Çocukta
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım bana şu durumu anlattı:
“Akşam eve geldim, elimde kumanda. Çocuğum ise çoktan diziyi açmış. Ben zaplamaya kalktığımda ‘Baba, herkes yarın bu sahneyi konuşacak izlemezsek geri kalırız’ dedi.”
Bu söz aslında toplumun ruhunu gösteriyor. Biz izlemeyi bırakamadıkça yanlış içerikler “normal” hale geliyor. Reyting uğruna yapılan yayınların devam etmesini biz kendi ellerimizle garanti altına alıyoruz.
İzleyici tercihlerine dair birkaç çarpıcı veriyle devam edelim;
Bu tablo aslında sorumluluğun yalnızca yapımcılarda değil izleyicide de olduğunu gösteriyor. Ne izlersek onun devam etmesini sağlıyoruz.
Peki İzleyici Ne Yapmalı?
Medya Okuryazarlığı Şart
Evet, medya içerik üretiyor. Ama unutmayalım reytingi veren ve izlenir kılan biziz. Eğer toplum olarak sorumluluğu yalnızca yapımcılara yüklersek yarım gerçeği söylemiş oluruz. Burada devreye “medya okuryazarlığı” giriyor. Yani izlediğimiz her görüntüyü sorgulamak, her cümlenin alt metnini çözmek, her sahnenin bize neyi normalleştirmeye çalıştığını fark etmek…
Kumandayı sadece elimize değil vicdanımıza da almanın zamanı geldi. Çünkü izleyici sustukça yozlaşma büyür, izleyici bilinçlendikçe değerlerimiz güçlenir.