RÖPORTAJLAR:
hakaner6060@gmail.com
BLOG
Köşe Yazısı
Adalet kavramı için günümüze kadar birçok tanım yapıldı ve birçok söz söylendi. Kimisi adalet için savaş çıkardı. Kimisi ise kendi öz evladını bile ateşe attı. Bununla kalmadı elbette kimi milletler bu kavram için yüzyıllarca savaştılar, adalet uğrunda kendi canlarından insanlara bile kıydılar.
Evrenin dört büyük kitabından tutunda bütün yasal eğitim birimleri adaleti sağlayabilmek için insanlar yetiştirdi. Toplumlara aşılamaya çalıştığı adaleti koruyabilmek için de önlemler aldı. Yasalar düzenlendi, mahkemeler kuruldu, ceza infaz kurumları açıldı. Milyonlarca insan bu sistemde adaletle yaşamanın yollarını aradı. Günümüzde adaletin sağlanması için gerekli adımlar atılmakla beraber ideal adalet anlayışına ulaşmak için çalışmalar devam etmektedir.
Öncelikle adaleti koruyabilmenin bir insana korkunç gibi gelen yanını ele almak istiyorum. Adaletin ana mekanizması kişinin vicdanıdır. Bireylerin kendi vicdan muhakemesi adaleti savunan koruyan ve de yargılayan üçüncü dördüncü kişilerin gücünden daha büyüktür. Zaten vicdanıyla hesaplaşmak zorunda kalan bir birey ona verilecek olan ceza ile ıslah etme yöntemine gidilmezse daha fena suçlar işlemeye an ve an daha açık bir hale gelecektir. Cezalar bu yönden bakıldığında daha anlaşılabilir ve suçlu gördüğümüz bireylerin vicdanlarını olgunlaştırabilmek için daha sağlıklı görülebilir.
Suç, dizilmiş domino taşlar gibidir biri onu durdurmadığı sürece akıp gider ve en korkunç olanı da kişileri bundan zevk alacak boyuta kadar getirebilecek olmasıdır. Bu açıdan caydırıcı yöntemlerin yanında suçu sabit görülmüş kişiler için topluma kazandırma projeleri hızla artmakta ve uygulanmaktadır. Tabi ki suçu yok etmek asıl hedef olmalıdır fakat suçun ardındaki nedenleri irdelemek ve bu yönde çalışmak daha etkili olacaktır.
Adaleti sağlanmanın bir başka boyutu olan eğitim ve ihtiyaçlarımız, toplumların yapısını belirlemekte iki büyük güç olan ahlak ve yasalarımızda bunları sağlayabilmek için bir kalkan olmaktadır. Biliyoruz ki hiçbir bebek konuşarak doğmaz ve doğar doğmaz yürümez yani bütün insanlardan dünyanın gidişatına da bakarsak eşit düzeyde âlim olmasını bekleyemeyiz. Bunun için adalet kavramı kadar adaleti sağlayabilmek ve korumak da en temel ihtiyacımızdır.
Adalet kavramı çok büyük ve yüce bir kavramdır. Çünkü adaletin en büyük düşmanı aklın kötüye kullanılması, en büyük silahı ise vicdandır. Adaletin kırıldığı yerde akıl savunmaya geçecek aklını kaybetmek üzere olan vicdan ise hiçbir şekilde sessiz kalamayacaktır. Umarım bütün adalet kavramı bütün ülke toplumlarının merkezini oluşturur. Bizler de bu ülkenin vatandaşı ve bir dünya insanı olarak üstümüze düşen görevi yaparız. Adaletli bir yaşam dilerim.
Hakan ERDEM