RÖPORTAJLAR:
hakaner6060@gmail.com
BLOG
Milletler tarihleri yaşındadır ve ruhları tarih boyunca nesilden nesile uzanır. Toplumları birleştiren ortak değerleridir. Vatan, millet sevgisiyle yoğrulmuş bir ruh ve beden binlerce yıllık devletin özetidir aslında…
İşte o özetlerden bir kahramanlık örneği 15 Temmuz’da tekrarlanmıştır. Türk milletinin demokrasiyle yaşama özgürlüğüne, Türkiye Cumhuriyeti‘nin bağımsızlığına, ülkemizin refahına göz dikenlerin bir temmuz gecesinde yapmaya çalıştığı kalkışmayı, sokaklara dökülen genç yaşlı, kadın erkek, çoluk çocuk imanı ve azmiyle bastırmıştır.
Kendisinden, annesinden, yârinden ve çocuklarından vazgeçenlerin hikâyesidir 15 Temmuz. Bu hikâye milletin; vatanına, toprağına, bayrağına, tarihine sevdasıdır. Bombaların patladığı sokaklara abdestini alarak çıkıp, göğsünü siper eden güçtür. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında, olduğu gibi canından vazgeçenlerin ibretlik hikâyesidir. Milletin gücünün tankların, tüfeklerin, bombaların gücünden daha etkili olduğunun kanıtıdır. Kadınların ve çocukların dahi bir karış toprağını vermemek için canını dişine takıp, darbecilere karşı direndiği gündür.
Zamanın adeta durduğu, bütün renklerin katran siyahına döndüğü 15 Temmuz gecesi…
Bir geceden çok daha fazlası, karanlıktan gözün gözü görmediği, hainliğin kol gezdiği bir gece ve o karanlık geceye güneş gibi doğan asil Türk milleti…
Şöyle bir hatırlayalım;
Özel Kuvvetleri, darbecilere teslim etmeyen, yürüyüşü ölümü korkutan ve 30 kurşun ile şehit olan Ömer Halisdemir’i…
İstanbul’da darbe girişiminin engellenmesinde kahramanca mücadele ederek, arkadaşı Piyade Albay Davut Ala ve polislerle gittiği tugayda askerler ve tankların dışarı çıkmasını engelleyerek, tugay içindeki hareketlenmeyi durduran Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk’ü…
Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda görev yaparken hain darbecilerin, ele geçirdikleri savaş uçaklarıyla Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’na bomba yağdırması sonucunda doğumları bir, şehit olmaları bir olan Ahmet ve Mehmet Oruç kardeşleri…
Ankara Özel Harekat Daire Başkanlığı İnsan Kaynakları Şubesi Sosyal Hizmetler Bürosu’nda çalışıyordu. En zor işi yapanlardandı. Şehit ailelerine acı haberi veriyor, “Yavrunuz, anneniz, babanız şehit oldu” diyordu. 15 Temmuz gecesi 3 yaşındaki oğlu Hüseyin Alp’i uyuduğu yatağında bırakıp, Özel Harekat Daire Başkanlığı’na gitti. Hain darbecilerin ele geçirdiği savaş uçaklarıyla yaptığı saldırı sonrası şehit düşen 31 yaşındaki komiser Demet Sezen, birçok kez şehit yakınlarına, “Şehitlik, şahadet en büyük mertebe” demişti.
Erkeği kadını, genci yaşlısı, çoluk çocuğuyla vatan aşkıyla şehadete eren nice korkusuz yürekler…
Karanlığa her sürüklenişinde yüreğindeki vatan aşkıyla cihanı aydınlatanlar,
Hak yolunu bilerek şehadete ermeyi sevda olarak niteleyen koca yürekliler…
Allah hepinizden razı olsun. Bütün şehitlerimizin ruhu şad, mekanı cennet olsun…
Hakan ERDEM